
Bundan tam 11 yıl önce Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kurucu Cumhurbaşkanı, Kıbrıs davasının büyük önderi Rauf Denktaş’ı 13 Ocak 2012’de Lefkoşa’da kaybetmiştik. Ömrünü bu dava için adayan ve her türlü zorluğuna rağmen mücadelesinden bir an bile vazgeçmeyen Rauf Denktaş’ı bir kez daha rahmetle ve minnetle yâd ediyoruz. Mutlaka yâd etmemiz gerektiğini de özellikle vurgulayarak…
Tam 88 yıllık ömrünün hemen hemen her evresinde verdiği mücadeleler esnasında bütün amacı Kıbrıs’ta Türklerin bağımsız bir devlet olarak yaşamalarının sağlanmasıydı. Hayatını kısaca özetleyen bilgiler şu şekilde: “Rauf Denktaş, 27 Ocak 1924 tarihinde Baf şehrinde doğdu. 27 Kasım 1948 tarihinde düzenlenen mitingde Fazıl Küçük ile birlikte hatiplik yaptı. Bu dönemde Kıbrıs Türk Kurumlar Federasyonu'nun genel başkanı seçildi. Daha sonra Enosis ve EOKA'ya karşı mücadele etmeye başladı. 1 Ağustos 1958 tarihinde de Türk Mukavemet Teşkilatı'nı kurdu. Aynı yıl içerisinde Rumların Türk köylerine saldırması üzerine Ankara'ya giderek adaya asker gönderilmesini talep etti. Bunun yanında Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası'nın hazırlanmasında da büyük çaba gösterdi. 16 Ağustos 1960 tarihinde de 650 kişilik Türk alayı Magosa Limanı'na ayakbastı. 1964 Londra Konferansı'nın ardından da Makarios tarafından istenmeyen adam olarak ilan edildi ve Kıbrıs'a girmesi yasaklandı. Ancak bu emre uymayan Denktaş, gizlice Erenköy'e giderek savaşa katıldı. 1967 yılında da yakalanarak tutuklandı. Türk Hükümeti'nin yoğun siyasi baskıları sonucunda da serbest bırakıldı.
1968'de yasağın kalkması üzerine de Kıbrıs'a döndü. 1970 seçimlerinde de Türk Cemaat Meclisi Başkanlığı'na seçildi. 13 Şubat 1975'de Kıbrıs Türk Federe Devleti'nin ilanının ardından da meclis başkanı oldu. 1976 yılında yapılan ilk genel seçimlerde de devlet başkanlığına getirildi. 15 Kasım 1983'de de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin yeni cumhurbaşkanı oldu. 1990,1995 ve 2000 yıllarında da yeniden bu göreve seçildi. Rauf Denktaş 13 Ocak 2012 tarihinde organ yetmezliği sebebiyle yaşamını yitirdi. Vefatının ardından Türkiye ve KKTC'nde ulusal yas ilan edildi. Cenazesi Cumhuriyet Parkı'nda toprağa verildi.”
Evet, bu büyük liderle bir araya gelmek ve bir program yapmak şerefine de nail olmuştum. Yıllar önce Balıkesir Türk Ocaklarının davetlisi olarak gelen Rauf Denktaş ile konferans öncesi bir söyleşi yapmıştım. Bu söyleşide anlattıkları çok anlamlıydı. Kıbrıs’ın gözden çıkarılmasına kesinlikle müsaade edilmemesi gerektiğini özellikle vurgularken, gerek medyanın gerekse Türkiye’yi idare edenler tarafından bu davanın sürekli gündemde tutulmasını istemişti. Çünkü Rumların çok büyük bir bölümünün Kıbrıs’ta Türklerle bir arada yaşamayı istemediklerini, dolayısıyla hep bu amaçla bir gayret içinde olduklarını belirtti. Rauf Denktaş: ”Bizi azınlık olarak gören zihniyetle, bizim ısrarla masaya oturmamız isteniyor. Bu günahtır, ayıptır. Ben dedemin gördüğünü görmek istemiyorum. Benim dedem 1878’de Osmanlı’nın Bayrağını toplayarak Ada’dan çıkışını gören adamdır. Ben bunu görmek istemiyorum. Bana o gün çektiği acıyı anlatır; ‘Gittiler ama yine gelecekler ben göremeyeceğim ama sen göreceksin’ derdi. Evet, gördük barış harekâtı ile koca bir Kolordu geldi ve mutlu olduk. “ diyerek yaşadıkları acı günleri dile getirmişti bu söyleşimizde.
Böyle bir dava adamını, mücahidi ve devlet adamını rahmetle, saygıyla ve minnetle anıyorum. Unutmayalım ve de unutturmayalım… Mekanı cennet olsun inşallah…

