
Sedanter yaşam tarzı; hareketin çok az olduğu, üşengeçlik ve tembelliğin benimsendiği yaşam tarzıdır. Bu şekilde yaşamak günlük yaşam aktivitelerini azaltırken, yüksek tansiyon ve diyabet gibi kronik hastalılara davetiye çıkarıp, sağlıklı yaşam süresini azaltmaktadır.
Günümüzde internet, cep telefonu kullanımı bu durumu desteklemektedir. Gelişmekte olan ülkelerde sık gözlenen bu yaşam tarzı teknolojinin ilerlemesiyle daha çok insanı etkisi altına almaktadır. Dünya Sağlık Örgütüne göre her üç kişiden biri hareketten uzak bu yaşam tarzını benimsemiştir.
Çocuklarımızda oyun bağımlılığı, maddi kaygılarla geç saatlere kadar masabaşı çalışmak, teknolojiyi kullanalım derken teknolojik malzemelerinin bir tuşu gibi olmak sedanter yaşam oranını artırmaktadır.
Sağlıktaki olumsuz etkilerine değinecek olursak; obezite, yüksek tansiyon, diyabet, kalp- damar hastalıkları, varis, sindirim sistemi bozuklukları, kemik erimesi, bel ve sırt ağrıları, felç, kanser, uyku bozuklukları, depresyon, bunama ve yaşlanma hızını artırmak sıralanabilir.
Çalışma şeklimiz ne olursa olsun, yaşımız kaç olursa olsun fiziksel aktivitemizi arttırarak sedanter yaşamdan kurtulabiliriz ve kaderimizmiş gibi davranmayı bırakabiliriz. Kısa yürüyüşlerle günlük adım sayımızı düzenli artırmak,ev içi egzersiz disiplini kazanmak, kronik hastalığımız varsa o branşla ilgili uzman kişilerin önereceği egzersizleri günlük yaşama dahil etmek gerekir. Toplu taşıma araçlarını kullanmak yerine yürümek, oturmak yerine sık sık ayakta durmak, işe yürüyerek gidip gelmek, öğle yemeği molası sırasında yürüyüşler yapmak, masabaşında çalışırken belirli aralıklarla kalkıp kısa fiziksel aktivitelerde bulunmak, bahçe işleri yaparak daha fazla zaman harcamak, telefon görüşmeleri sırasında dolaşmak, televizyonu yatarak seyretmek ya da video oyunları oynamak yerine hobilerle zaman ayırmak, asansör yerine merdiven kullanmak doğru ve faydalı başlangıçlar olabilir.
Ancak sedanter yaşamdan kurtulmak için birden aşırı spora ya da hareketliliğe geçmek kas iskelet sistemimizde ve vücudumuzun iç dengesinde bozukluklara sebep olabilir. Örneğin birden günün büyük bölümünü spora ayırmak, beslenmeye dikkat etmemek; kaslarda yırtıklara, ani sakatlıklara, pelvik taban problemleri ile beraber ağrıda artışa ve hareket kısıtlılığına sebep olabilir. Yaşımız, geçmişimiz, hedef ve isteklerimiz doğrultusunda planlı-aralıklı-düzenli bir egzersiz disiplinine sahip olmamız gerekir.
Bu konuda bilgilendirme eğitimleri, uyulabilecek egzersiz program örnekleri uzmanlar tarafından halka sunulabilir.Ne kadar çok kişiyi bu durumdan kurtarabilirsek veya uzak tutabilirsek o kadar çok huzura ve mutluluğa kavuşacağız demektir.
Unutmayalım ki hareket berekettir. Bir şeyler yapmadan mutluluk elde edilemez. Mutlu olabilmek için öncelikle sağlıklı olmak gerekir. Sağlıklı olabilmek için de hareket…

