
Rusya’da devam eden Dünya Kupası müsabakalarında uygulanan ve VAR olarak tanımlanan Video Yardımcı Hakem uygulamasının işe yaramayacağını düşünüyordum.
Yapılan uygulamaları gördükçe de VAR’ı sevmedim. Çoğu zaman favori takım lehine uygulandığına şahit oldukça da nefret ettim.
Türkiye Futbol Federasyonu, gelecek sezon VAR uygulama düşüncesinden yol yakınken vaz geçsin derim.
VAR’ı neden sevmediğimi iki farklı pencereden anlatayım…
Sporsever penceresinden değerlendirdiğimde, hemen her karşılaşmada 2-3 kez VAR uygulamasına başvurulması demek, karşılaşmanın o sayıda 2-3 dakika durması demek ki bu bana asla keyif vermiyor.
Ortalamanın üzerinde kalitede bir müsabakada top 55 dakika civarından oyunda kaldığında takla atıyoruz. VAR, bu ihtimali de ortadan kaldırıyor. Soğuyan oyunun, ilave edilen dakikalarla telafi edilmediğini bildiğimize göre, zaten yok olmak üzere olan futbol keyfimiz iyice kaçacak demektir.
FIFA’nın sporseverlerin seyir zevkini artıracak çözümler bulması lazım. Mesela bazı spor dallarında olduğu gibi top oyun dışı olduğunda zamanı durdurmayı deneyebilir.
Dördüncü hakemi masa başına oturtursun, saati ona teslim edersin ve oyunun devrelerini otuzar dakikaya düşürürsün. Biz de böylece daha fazla keyif alırız.
VAR uygulamasını eski hakem gözüyle değerlendirecek olursam;
Uygulamaya yakından şahit olduğumuz Dünya Kupası, olimpiyat ruhunun futboldaki zirvesi oluyor. Şampiyonaya katılan takımlar, maksimum ölçüde Fair-Play çerçevesinde davranıyor. Buna rağmen yaşanan sıkıntıları gördük.
İran’ın Portekiz karşısında VAR uygulamasıyla penaltı kazandığı pozisyon 89. dakikada yaşandı. Pozisyonun VAR tarafından değerlendirilmesi sonucunda verilen penaltının kullanıldığında ise dakika 93 oldu. Bu arada oyunun sonuna en az 6 dakika ilave edilmişti ama bu geçen süre fazla dikkate alınmadı ve müsabaka +7’de sona erdi.
Almanya’nın yıllar sonra kupaya ilk turda veda etmesine sebep olan Güney Kore’nin kazandığı ilk golün yapılışıyla VAR uygulaması sonrasında verilmesi arasında da yaklaşık 3 dakika oyun durdu.
Şimdi gözlerinizi kapatın ve yeni sezonda oynanan ve hemen her birinde 2-3 penaltı, 2-3 de kırmızı kart tartışmasının olduğu herhangi bir Süper Lig karşılaşmasını hayal edin.
VAR uygulaması nedeniyle, görüntüyü izleyecek hakemin saha kenarına geldiğini ve 22 oyuncunun sahada hakemsiz kaldığını düşünün. Bu esnada yaşanacak kavgaları, edilecek küfürleri tahmin etmeniz çok zor olmamıştır.
Kaldı ki nihai karar, müsabakanın hakemine ait olacaksa VAR’a ne gerek var?
Hakeme ve yardımcı hakeme verilen VAR rahatlığı, Süper Lig’de bizim oyuncularımıza bol gelecek. Dünya Kupası’nda mücadele eden oyunculara ‘don’ olan VAR uygulaması, Süper Lig oyuncularına ‘şalvar’ olacak.
2014 Dünya Kupası’nda uygulanan ‘Gol Çizgisi Teknolojisi’ ne oldu? Türkiye’ye neden gelemedi? Hangi ülkeler uyguladı? Uygulayan federasyonlar nasıl sonuç aldı?
Rusya 2018’de VAR uygulaması ve Gol Çizgisi Teknolojisi sayesinde bulduğu gollerle Avustralya’yı mağlup eden Fransa, geçtiğimiz sezon Ligue 1'de Gol Çizgisi Teknolojisi’ni kullandı. Ancak yaşanan sık ve ciddi hatalar sebebiyle lig yönetimi ikinci bir karara kadar bu teknolojinin kullanımını yasakladı.
Türkiye Futbol Federasyonu, kullanma kararı aldığı Gol Çizgisi Teknolojisi’ni uygulamaya geçiremedi.
İşin aslını isterseniz VAR teknolojisini üretenler, piyasa şartlarını geliştirmek için Rusya 2018’i fırsat olarak görüyor. Sonrasında ise başta UEFA üyesi federasyonlar olmak üzere hakeminin eğitime özen göstermek yerine VAR’a umut bağlayanlar, VAR’ı kullanmaya başlayacak.
Bir başka deyişle teknolojiyi satın alıp, para harcayacak.
Sonra VAR ne mi olacak?
VAR, Katar 2022’ye kadar iflas edecek. Teknolojiyi satan kazandığı parayla, alan ise harcadığı parayla kalacak ve futbolun doğasının ısrarla reddettiği yeni teknolojiler pazarlanmaya devam edecek.